Eskişehir’in Markası Ayten Usta, gelenekten ilham alarak sağlıklı içecek pazarına girdi
Eskişehir’in simgesi hâline gelen Ayten Usta markası, ikinci kuşak temsilcileri Şamil Çetin, Aybike Sedar ve Alperen Çetin’in öncülüğünde, müşterilerine yıllardır sunduğu şerbet ve bitkisel içecek tariflerini artık seri üretime taşıyarak tüketiciyle buluşturuyor. Bozüyük eski Organize Sanayi Bölgesi’nde kurulan 2 bin 500 metrekarelik fabrikada “Sorbe” markasıyla üretime başlayan Eskişehir Sanayi Odası (ESO) Üyesi firma, sağlıklı içecek pazarında büyümeyi hedefliyor.
Aile şirketinin ikinci kuşak temsilcilerinden Aybike Sedar, “Yaklaşık on yıldır aile işimizin içindeyim. Annem ve babam hâlâ aktif olarak işin başında. Biz ikinci kuşak olarak yeni projeler geliştirmede öncülük ediyoruz. İngiltere’de pazarlama üzerine yüksek lisans yaptım. Döndüğümde hemen işin mutfağına girdim. Şimdi, yıllardır restoranımızda hazırladığımız içecekleri daha büyük ölçekte üretmenin heyecanını yaşıyoruz. Sorbe, sadece bir içecek markası değil; bizim gelenekten gelen lezzet anlayışımızın modern bir yansıması” dedi.
1 milyon dolarlık yatırımla seri üretime başladı
İstanbul, İtalya ve İspanya’da aldığı eğitimlerle süreci şekillendiren ailenin en küçük üyesi Alperen Çetin ise, “Bu ürün aslında Ayten Usta restoranımızın içinden doğan bir proje. Reçetelerimiz yıllar içinde olgunlaştı ve binlerce misafirimizin beğenisini kazandı. Yaklaşık 500 bin kişinin sofralarında bu içecekler yer aldı. Biz de bu deneyimi nasıl daha büyük bir ölçekte sunabiliriz diye düşündük. Ar-Ge çalışmalarımızı tamamladıktan sonra Bozüyük’te yatırım kararı aldık. 1 milyon dolara yakın yatırım yaptık. Makine parkuru, pastörizasyon sistemleri, cam şişe yatırımı ve kalıplar dahil olmak üzere her detayı özenle planladık” ifadelerini kullandı.
Yatırım süreci yaklaşık 1,5 yıl süren ve içeriğinde katkı maddesi, koruyucu, aroma verici veya renklendirici bulunmayan Sorbe içeceklerinin hurma suyu ile tatlandırıldığı bilgisini paylaşan Çetin, ürünlerin doğal yöntemlerle pastörize edilerek uzun raf ömrüne sahip hale geldiğini sözlerine ekledi. Günde 10 bin adet üretim kapasitesi bulunan fabrikada, insan gücü daha çok Ar-Ge alanında istihdam edildiğini vurgulayan Çetin, “İki farklı ambalaj tipiyle tüketiciyle buluşuyoruz. 250 ml’lik şişeler genellikle kahve zincirleri, benzin istasyonları ve Horeca kanallarında sunulurken; 750 ml’lik büyük şişeler ev tüketimi için zincir market raflarında yer alıyor” dedi.
Toplam altı farklı üründen oluşan portföyde hem geleneksel hem de modern tatların bulunduğunu aktaran Aybike Sedar, “Gurme serisinde Reyhan, Odunpazarı ve meyankökü gibi geleneksel şerbetler yer alırken; diğer üç ürün Sıradışı Detoks, Vitamin Deposu ve Hayatveren çeşitleri fonksiyonel içecek kategorisine giriyor. Etiket okuyan, içeriğe dikkat eden, ailesi için güvenli içecekler arayan bir kitlenin tercihi hâline geldik. Katkı, koruyucu, yapay aroma olmaması bizim en büyük avantajımız. Cam ambalajlarımızla premium bir algı oluşturuyoruz ama fiyat politikamızla da herkesin ulaşabileceği bir noktada kalmayı hedefliyoruz. İlk hedefimiz; Türkiye’de herkesin mahallesindeki markette bu ürünü bulabilmesi” şeklinde konuştu.
Hedef, global pazarda yer edinmek
Kısa sürede ulusal zincirlerde yer bulmanın yanı sıra ihracat çalışmalarına da başladıklarının altını çizen Aybike Sedar, geçmişten ilham alarak gelecek nesillerin tüketim alışkanlıklarına hitap etmeyi amaçladıklarını söyledi. 2025 ve 2026 yılında Türkiye genelinde bayilik ağını genişletmeyi, sonrasında ise global pazarda kalıcı bir yer edinmeyi hedeflediklerini kaydeden Sedar, “Avrupa ve Körfez ülkeleri ilk hedef pazarlar arasında. Ürün, köklerini Osmanlı şerbetlerinden almasıyla doğuya; katkısız, doğal ve fonksiyonel içeriğiyle de batıya hitap ediyor. Artık hedefimiz; bu yerel hikâyeyi küresel bir markaya dönüştürmek. Köklerimizden aldığımız gücü dünyaya taşımak istiyoruz. Bu vizyonla Ekim ayında Almanya’daki ANUGA Gıda Fuarı’na, Ocak ayında ise Dubai’deki Gulfood Fuarı’na katılarak marka bilinirliğini artırmayı planlıyoruz” açıklamasında bulundu.